Parvovirüs, Parvoviridae familyasına ait küçük, zarfsız, tek sarmallı bir DNA virüsüdür. Çevre koşullarına karşı oldukça dayanıklıdır ve çevrede aylarca hatta yıllarca hayatta kalabilir. Virüs, enfekte köpeklerle veya dışkılarıyla doğrudan temas yoluyla veya yiyecek kaseleri, oyuncaklar veya giysiler gibi kontamine nesnelerle temas yoluyla yayılır.
Yavru köpekler ve aşılanmamış köpekler parvoya en duyarlı olanlardır, ancak herhangi bir köpek de enfekte olabilir. Virüs, gastrointestinal sistem, kemik iliği ve lenf düğümleri de dahil olmak üzere vücutta hızla bölünen hücrelere saldırır. Bu hasar aşağıdakiler de dahil olmak üzere parvonun karakteristik semptomlarına yol açar:
* Kusma
* İshal (çoğunlukla kanlı)
* Dehidrasyon
* Uyuşukluk
*İştah kaybı
* Karın ağrısı
* Ateş
Parvo'ya basit bir kan testi veya dışkı testi ile teşhis konulabilir. Tedavi tipik olarak semptomların yönetilmesine ve dehidrasyonun önlenmesine yardımcı olmak için sıvılar, elektrolitler ve anti-emetikler gibi destekleyici bakımı içerir. İkincil bakteriyel enfeksiyonları önlemek veya tedavi etmek için antibiyotikler de reçete edilebilir.
Aşılama köpekleri parvodan korumanın en iyi yoludur. Yavru köpeklere ilk parvovirüs aşısı 6-8 haftalıkken yapılmalı, ardından veteriner hekimin tavsiyelerine göre bir dizi takviye aşısı yapılmalıdır. Yetişkin köpekler de düzenli olarak, genellikle her 3-4 yılda bir, parvoya karşı aşılanmalıdır.
Köpeğinizde parvo olabileceğini düşünüyorsanız derhal veteriner yardımına başvurmanız önemlidir. Erken teşhis ve tedavi hayatta kalma şansını artırabilir.