Bazı efsaneler alserleri yalnız varlıklar olarak tasvir ederken, diğerleri onları küçük topluluklar veya gruplar halinde yaşadıklarını anlatır. Genellikle su kaynaklarının korunması ve doğanın korunması ile ilişkilendirilirler. Geleneksel masallar alserleri su yollarının ve onları çevreleyen hassas ekosistemin koruyucuları olarak tanımlar.
Alserler insanlara, özellikle de çevreye saygı duyan ve onu önemseyen insanlara karşı nazik ve dost canlısı doğalarıyla tanınırlar. Değerli taşlar ve minerallerle dolu su altı mağaraları gibi gizli hazinelerin koruyucuları olduğuna inanılıyor. Alserlerin, doğaya olan saygı ve özenin bir ödülü olarak hak eden bireyleri bu hazinelere götürebileceği söyleniyor.
İspanya'nın bazı bölgelerinde alserler, su altı saraylarında mahsur kalan prensesler veya kraliçeler olduğuna inanılan "mouras encantadas" (büyülü Mağribi kadınları) ile ilişkilendirilir. Bu hikayelerde alserler, mouras encantadas'lara evlerini koruyarak ve varlıklarının sırrını güvende tutarak yardımcı olurlar.
Alserlerin aynı zamanda harika müzisyenler olduğu da bilinir; şarkı söylemeleri ve müzik enstrümanı çalmalarının rahatlatıcı ve büyüleyici bir etkiye sahip olduğu söylenir. Bazı efsanelerde, su diyarlarına girmeye cesaret eden insanlar alserlerin müziğiyle büyülenir, bu da onların büyülenmesine ve hatta zamanın nasıl geçtiğini anlamamasına yol açar.
Genel olarak alserler, çevreyi korumada ve doğal hazineleri korumada önemli bir rol oynayan nazik ve büyülü varlıklar olarak kabul edilir. Folklor ve edebiyatta doğayla olan bağlantıları, müzik yetenekleri ve meraklı ya da hak eden insanlarla etkileşimleri nedeniyle kutlanırlar.