1. Utero İşitmede :Doğumdan önce bile fetüs, kalp atışı ve sesi de dahil olmak üzere annesinin vücudunun içinden gelen sesleri duymaya başlayabilir. Bu, işitme sisteminin erken gelişimine katkıda bulunur.
2. Doğumda İşitme :Yeni doğanlar doğduklarında sesleri duyma ve bunlara tepki verme yeteneğine sahiptir. Özellikle tiz seslere ve insan sesine, özellikle de anne sesine karşı hassastırlar.
3. Frekans Aralığı :Yetişkinlere göre işitme hassasiyetleri sınırlıdır. Önemli konuşma frekanslarından bazılarını kapsayan yaklaşık 500 ila 4000 Hz frekans aralığını algılayabilirler.
4. Yerelleştirme :Sesin kaynağını bulma yeteneği (ses lokalizasyonu) doğumda tam olarak gelişmemiştir. Yenidoğanların bu beceriyi geliştirmesi birkaç ay alır.
5. Refleksler :Yeni doğanlar, Moro refleksi gibi belirli işitsel refleksleri sergilerler. Bu reflekste, ani bir yüksek ses yenidoğanın irkilmesine, uzuvlarının uzamasına ve ardından tekrar bir araya gelmesine neden olur.
6. Konuşma Ayrımcılığı :Başlangıçta yenidoğanlar konuşma seslerini çok iyi ayırt edemeyebilirler. Zamanla dile ve konuşmaya maruz kaldıkça farklı sesler ve dil kalıpları arasında ayrım yapma becerisini geliştirirler.
7. İşitsel Gelişim :İşitme yaşamın ilk birkaç ayında hızla gelişmeye devam eder. 6. aya gelindiğinde çoğu bebeğin işitme yeteneği yetişkinlerinkiyle karşılaştırılabilir düzeydedir.
8. İzleme :Olası işitme kaybını tespit etmek için yeni doğmuş bir bebeğin işitme duyusunu izlemek önemlidir. Yenidoğan işitme taramaları, herhangi bir işitme sorununu erken tespit etmek için genellikle doğumdan kısa bir süre sonra yapılır.
İşitme kaybının erken tespiti, erken müdahaleye olanak sağlaması nedeniyle çok önemlidir. İşitme cihazı veya koklear implant gibi uygun destek ve müdahalelerle işitme kaybı olan çocuklar konuşma ve dil becerilerini etkili bir şekilde geliştirebilirler.