1. BSE Testi ve Hayvan Tanımlaması :Hükümetler sığırlarda sığır süngerimsi ensefalopati (BSE) için zorunlu test uygulamasını başlattı. Bu, enfekte hayvanların erken tespit edilmesine ve besin zincirinden çıkarılmasına olanak sağladı. Ek olarak, sığırların hareketlerini izlemek ve potansiyel enfeksiyon kaynaklarını belirlemek için hayvan tanımlama sistemleri uygulandı.
2. Feed Kısıtlamaları :Deli dana hastalığının başlıca risk faktörlerinden biri hayvan yemlerinde et ve kemik ununun kullanılmasıydı. Hükümetler, memeli eti ve kemik ununun sığır yemlerinde kullanımını yasaklayan katı düzenlemeler uyguladı. Bu önlem, çapraz bulaşma riskinin ve hastalığın gıda zinciri boyunca yayılma riskinin azaltılmasına yardımcı oldu.
3. İçe ve Dışa Aktarma Kontrolleri :Ülkeler, deli dana hastalığının sınır ötesine yayılmasını önlemek için sıkı ithalat ve ihracat kontrolleri uyguladı. Bu, BSE'nin tespit edildiği ülkelerden canlı sığır, et ve hayvansal ürünlerin ithalatına ilişkin kısıtlamaları da içeriyordu.
4. Kamuyu Bilinçlendirme Kampanyaları :Hükümetler tüketicileri deli dana hastalığı ve gıda güvenliğinin önemi konusunda eğitmek için kamuyu bilinçlendirme kampanyaları başlattı. Buna hastalık, riskleri ve tüketicilerin kendilerini korumak için atması gereken adımlar hakkında bilgi sağlanması da dahildi.
5. Araştırma ve Gözetim :Hükümetler hastalığı, bulaşmayı ve potansiyel tedavileri daha iyi anlamak için deli dana hastalığına ilişkin araştırmaları destekledi. Bu araştırma, teşhis testlerinin geliştirilmesine, gözetim yöntemlerinin iyileştirilmesine ve BSE'ye dirençli sığır ırklarının geliştirilmesine katkıda bulunmuştur.
6. Ücret Programları :Bazı ülkelerde hükümetler, sığırları deli dana hastalığından etkilenen çiftçiler için tazminat programları uyguladı. Bu programlar, etkilenen çiftçilere mali destek sağlamayı ve hastalığın tarım sektörü üzerindeki ekonomik etkisini hafifletmeye yardımcı olmayı amaçlıyordu.
7. Uluslararası İşbirliği :Hükümetler ayrıca deli dana hastalığına ilişkin bilgileri, araştırma bulgularını ve en iyi uygulamaları paylaşmak için uluslararası düzeyde işbirliği yaptı. Bu işbirliği, hastalığa karşı koordineli ve etkili bir küresel müdahalenin sağlanmasına yardımcı oldu.
Bu önlemler ve sürekli dikkat sayesinde hükümetler deli dana hastalığının kontrol altına alınması ve yayılmasının önlenmesinde büyük ölçüde başarılı oldu. İzole vakalar hala ara sıra ortaya çıksa da, yürürlükteki sıkı düzenlemeler ve izleme sistemleri hastalık riskini önemli ölçüde azalttı ve gıda tedarikinin güvenliğini sağladı.