Arazi kullanımı değişikliğinin bulaşıcı hastalıkların yayılmasına katkıda bulunabileceği çeşitli yollar vardır:
Habitat kaybı: Doğal yaşam alanlarının insanların baskın olduğu alanlara dönüştürülmesi, bulaşıcı hastalıkların rezervuarı olan hayvan türlerinin yaşam alanlarının kaybına neden olabilir. Bu hayvanlar yaşam alanlarını kaybettiklerinde insanlarla daha yakın temasa geçerek hastalık bulaşma riskini artırabilirler. Örneğin Amazon yağmur ormanlarındaki ormansızlaşma, sıtma parazitinin rezervuarı olan maymunların yaşam alanını azalttığı için sıtma vakalarının artmasıyla ilişkilendirildi.
İnsan-yaban hayatı temasının artması: Arazi kullanımındaki değişiklik aynı zamanda insan-yaban hayatı temasının artmasına da yol açabilir ve bu da bulaşıcı hastalıkların bulaşmasını kolaylaştırabilir. Örneğin tarım arazilerinin orman alanlarına doğru genişlemesi, insanları Ebola virüsü ve maymun çiçeği gibi hastalıkları taşıyan vahşi hayvanlarla temasa geçirebilir.
Su kirliliği: Arazi kullanımındaki değişiklik aynı zamanda bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olabilecek su kirliliğine de yol açabilir. Örneğin, ormansızlaşma su kütlelerinde artan erozyona ve çökelmeye yol açabilir; bu da kolera ve tifo gibi hastalıklara neden olan bakterilerin ve diğer mikroorganizmaların büyümesi için uygun koşullar yaratabilir.
İklim değişikliği :Arazi kullanımı değişikliği aynı zamanda sıcaklık, yağış ve nemi etkileyerek bulaşıcı hastalıkların dağılımını ve sıklığını değiştirebilen iklim değişikliğine de katkıda bulunabilir. Örneğin, iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar, dang humması ve sarı hummayı bulaştıran sivrisineklerin yayılımının genişlemesiyle ilişkilendiriliyor.
Genel olarak, arazi kullanımı değişikliğinin bulaşıcı hastalıkların yayılması üzerinde önemli bir etkisi olabilir ve arazinin nasıl kullanılacağına ilişkin kararlar alırken arazi kullanımı değişiklikleriyle ilişkili potansiyel sağlık risklerinin dikkate alınması önemlidir.