1900'lerin başlarında TB salgınına çeşitli faktörler katkıda bulundu:
- Aşırı kalabalık ve kötü yaşam koşulları: Birçok insan kalabalık, sağlıksız konutlarda yaşıyordu ve bu da tüberküloz bakterisinin yayılmasını kolaylaştırıyordu.
- Kamu sağlığı önlemlerinin eksikliği: O zamanlar halk sağlığı altyapısı ve tüberkülozun önlenmesi ve kontrolüne ilişkin bilgi sınırlıydı.
- Etkili tedavilerin eksikliği: 20. yüzyılın ortalarında antibiyotiklerin geliştirilmesine kadar TB için etkili tedaviler sınırlıydı.
Tüberküloz salgını toplum üzerinde yıkıcı bir etki yarattı; bireyleri, aileleri ve toplulukları etkiledi. Özellikle yaşlılar, çocuklar ve yoksulluk içinde yaşayanlar gibi savunmasız gruplar arasında yüksek ölüm oranlarına yol açtı.
Ancak tüberküloz salgınına karşı önemli çabalar sarf edildi. Halk sağlığı kampanyaları eğitime, sanitasyonun iyileştirilmesine ve hastalığın yayılmasını önlemek için halk sağlığı önlemlerinin geliştirilmesine odaklandı. Amerika Birleşik Devletleri'nde, 1904 yılında Ulusal Tüberküloz Derneği'nin (şimdiki adı Amerikan Akciğer Derneği) kurulması, farkındalığın artırılması, hastalığın önlenmesinin teşvik edilmesi ve araştırmaların savunulması konusunda çok önemli bir rol oynadı.
Zaman içinde yaşam koşullarının iyileşmesi, tıbbi araştırmalardaki ilerlemeler ve etkili tedavilerin uygulamaya konulmasıyla tüberküloz salgını yavaş yavaş kontrol altına alındı. 20. yüzyılın ortalarında streptomisin ve izoniazid gibi antibiyotiklerin geliştirilmesi, tüberküloz tedavisinde bir dönüm noktası oldu.
Tüberküloz bugün hala küresel bir sağlık sorunu olmasına rağmen, 1900'lerin başında gösterilen çabalar hastalığın yaygınlığını ve ölüm oranını önemli ölçüde azalttı. Tüberkülozun dünya çapında bir halk sağlığı tehdidi olarak ortadan kaldırılmasına yönelik sürekli gözetim, önleme çalışmaları ve araştırmalar devam etmektedir.