- Ağızdan probiyotikler: Lactobacillus ve Bifidobacterium gibi belirli bakteri türlerinin, tip 2 diyabetli kişilerde insülin duyarlılığını iyileştirdiği ve kan şekeri düzeylerini düşürdüğü gösterilmiştir. Bu probiyotiklerin bağırsak mikrobiyotasının bileşimini değiştirerek ve glikoz metabolizması üzerinde faydalı etkileri olan kısa zincirli yağ asitleri (SCFA'lar) üreterek çalıştığı düşünülmektedir.
- Dışkı mikrobiyota nakli (FMT): FMT, sağlıklı bir donörden alınan dışkı maddesinin diyabetli bir kişinin kolonuna nakledildiği bir prosedürdür. Bu prosedürün tip 2 diyabetli bazı kişilerde insülin duyarlılığını iyileştirdiği ve kan şekeri düzeylerini düşürdüğü gösterilmiştir. FMT'nin tam olarak çalıştığı mekanizmalar tam olarak anlaşılmamıştır, ancak nakledilen bakterilerin bağırsak mikrobiyotasını glikoz metabolizmasını iyileştirecek şekilde değiştirdiği düşünülmektedir.
- Genetiği değiştirilmiş bakteriler: Araştırmacılar ayrıca genetiği değiştirilmiş bakterilerin diyabet tedavisinde potansiyel kullanımını da araştırıyorlar. Bu bakteriler insülin veya glikoz metabolizmasında yer alan diğer hormonları üretecek şekilde tasarlanmış olabilir. Ayrıca diyabetin gelişiminde rol oynayan spesifik enzimleri veya yolları hedef alacak şekilde de tasarlanabilirler.
- Diyabet aşıları: Bazı araştırmacılar, diyabet gelişimine katkıda bulunduğu düşünülen spesifik bakterileri hedef alan aşılar geliştirme olasılığını araştırıyor. Bu aşılar, bağırsaktaki bu zararlı bakterilerin düzeylerini azaltarak diyabetin başlamasını önlemeye veya geciktirmeye yardımcı olabilir.
Bakteriler diyabetin tedavisi ve önlenmesi için umut verici bir araçtır. Bağırsak mikrobiyotasını değiştirerek insülin duyarlılığını artırmak, kan şekeri düzeylerini düşürmek ve diyabetle ilişkili komplikasyonların gelişmesini önlemek mümkün olabilir.