1. İnce Epidermis: Epidermis adı verilen derinin en dış tabakası, bebeklerde yetişkinlere göre daha incedir. Bu, ciltlerine daha şeffaf ve hassas bir görünüm kazandırır.
2. Yüksek Kollajen ve Elastin İçeriği: Bebeğin cildi nispeten daha yüksek miktarda kolajen ve elastin lifleri içerir. Bu proteinler cilde esneklik ve sıkılık kazandırarak yumuşak ve esnek olmasını sağlar.
3. Artan Kılcal Yoğunluk: Minik kan damarları (kılcal damarlar) ağı bebek cildinde daha yoğundur ve bu da onun pembe ve pembe tenine katkıda bulunur. Bu aynı zamanda cilde daha iyi beslenmeye ve oksijen sağlanmasına yardımcı olur.
4. Daha Yüksek Hücre Devir Hızı: Bebekler yetişkinlere kıyasla daha hızlı hücre yenilenme oranına sahiptir. Bu, yeni cilt hücrelerinin daha hızlı üretildiği ve eski hücrelerin yerini alarak cilde daha taze ve pürüzsüz bir doku kazandırdığı anlamına gelir.
5. Daha Düşük Sebum Üretimi: Bebeklerde daha az aktif yağ bezi bulunur ve bu da sebum üretiminin azalmasına neden olur. Bu, cildinin daha az yağlı ve sivilceye yatkın olmasını sağlayabilir.
6. Asit Manto: Bebek cildinin en dış katmanı, onu zararlı mikroorganizmalardan ve çevresel stres faktörlerinden korumaya yardımcı olan asidik bir pH dengesine sahiptir.
7. Sınırlı Melanin Üretimi: Bebeklerde genellikle cilt pigmentasyonundan sorumlu olan melanin düzeyi daha düşüktür. Bu, yenidoğanlarda daha açık ve daha açık ten tonlarına neden olur.
8. Vellus Saçı: Yeni doğanların çoğu vellus kılı adı verilen ince, yumuşak saçlarla kaplıdır. Bu hassas tüyler cilde şeftali tüyü görünümü verebilir.
Bebekler büyüyüp geliştikçe genetik, çevresel etkiler, cilt bakım uygulamaları gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak cilt dokuları değişebilir. Bununla birlikte, bir bebeğin cildinin yumuşaklığı ve pürüzsüzlüğü çoğu zaman el üstünde tutulur ve takdir edilir; bu da onların doğuştan gelen masumiyetini ve kırılganlığını yansıtır.