1. Solunum Depresyonu: Nöbetler normal solunum düzenini bozabilir, oksijen alımında azalmaya ve karbondioksit seviyelerinde artışa neden olabilir. Bu solunum depresyonu kanın taşıdığı oksijen miktarını azaltarak siyanoza neden olabilir.
2. Düşük Dolaşım: Nöbetler aynı zamanda kardiyovasküler sistemi de etkileyerek kan basıncının düşmesine ve dolaşımın bozulmasına neden olabilir. Kan akışındaki bu azalma, özellikle dudaklar gibi ekstremitelerde siyanozla sonuçlanabilir.
3. Gırtlak Spazmı: Bazı kişiler, nöbetler sırasında hava yolunu tıkayan ve nefes almayı zorlaştıran laringeal spazmlar yaşayabilir. Bu tıkanıklık oksijen alımını daha da azaltır ve siyanoza yol açabilir.
4. Otonomik Düzensizlik: Nöbetler, kalp atış hızı, nefes alma ve kan basıncı gibi çeşitli vücut fonksiyonlarını kontrol eden otonom sinir sistemini etkileyebilir. Bu işlevlerin düzensizliği, kan dolaşımındaki oksijen ve karbondioksit dengesini değiştirerek siyanoza katkıda bulunabilir.
5. Altta yatan Tıbbi Durumlar: Siyanoz ayrıca solunum bozuklukları, kardiyovasküler sorunlar veya nörolojik durumlar gibi gece nöbetleriyle birlikte bulunabilen altta yatan tıbbi durumların bir işareti olabilir. Bu koşullar oksijenlenmeyi daha da tehlikeye atabilir ve siyanoza yol açabilir.
Gece nöbetleri öncesi siyanozun nedenlerinin değişebileceğini unutmamak önemlidir. Kesin nedeni belirlemek ve altta yatan durumun uygun şekilde yönetilmesini sağlamak için bir sağlık uzmanı tarafından uygun değerlendirme yapılması gerekir.