Kanın in vivo aglütinasyonunun bu kadar tehlikeli olmasının birkaç nedeni vardır:
1. Kan akışının tıkanması: Kan pıhtıları oluştuğunda, arterler ve damarlardaki kan akışını kısmen veya tamamen engelleyebilirler. Bu, doku ve organlara oksijen ve besin tedarikinde azalmaya yol açarak hasara ve işlev bozukluğuna neden olabilir.
2. Emboli: Kan pıhtıları oluştukları yerden kopabilir ve kan dolaşımına geçerek daha küçük kan damarlarına yerleşip tıkanmalara neden olabilirler. Bu emboli olarak bilinir. Emboliler beyin, kalp, akciğerler ve böbrekler de dahil olmak üzere vücudun çeşitli yerlerinde meydana gelebilir ve felç, kalp krizi, pulmoner emboli ve böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
3. Doku hasarı ve organ yetmezliği: Kan pıhtılarının neden olduğu kan akışının olmaması, dokular yeterli oksijen alamadığında ortaya çıkan doku hipoksisine yol açabilir. Bu, hücrelere ve dokulara zarar vererek iltihaplanma, nekroz (hücre ölümü) ve organ yetmezliğine yol açabilir.
4. Sistemik komplikasyonlar: Ciddi vakalarda yaygın pıhtılaşma birden fazla organı ve sistemi etkileyebilir ve yaygın intravasküler pıhtılaşma (DIC) adı verilen yaşamı tehdit eden bir duruma yol açabilir. DIC, vücutta aşırı kan pıhtılaşması ile karakterize edilir ve bu da yaygın kanamaya ve organ fonksiyon bozukluğuna neden olabilir.
Bu nedenle, kanın in vivo aglütinasyonu yaşam için önemli bir tehdit oluşturur ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Antikoagülan ilaçlar, cerrahi müdahale ve diğer tedaviler, kan pıhtılarını çözmek veya ortadan kaldırmak, kan akışını yeniden sağlamak ve başka komplikasyonları önlemek için gerekli olabilir.