1. Yüksek Ölüm Oranı: Pankreas kanseri tüm kanserler arasında en yüksek ölüm oranlarından birine sahiptir. Amerikan Kanser Derneği'ne göre pankreas kanserinde 5 yıllık genel hayatta kalma oranı %10 civarındadır. Bu, pankreas kanseri teşhisi konulan 100 kişiden yalnızca yaklaşık 10'unun teşhisten sonra en az 5 yıl hayatta kalacağı anlamına gelir.
2. Agresif Doğa: Pankreas kanseri agresif ve hızlı büyümesiyle bilinir. Çoğunlukla karaciğer, akciğerler ve lenf düğümleri gibi vücudun diğer organlarına yayılarak tedavisini ve kontrolünü zorlaştırır.
3. Geç Tespit: Pankreas kanserinin erken evrelerinde tespit edilmesi genellikle zordur çünkü genellikle ilerleyene kadar gözle görülür semptomlara neden olmaz. Belirtiler ortaya çıktığında zaten ileri bir aşamada olabilir.
4. Tedavi Zorlukları: Pankreas kanserinde tedavi seçenekleri sınırlıdır. Tümörün cerrahi olarak çıkarılması bazen mümkün olabilir ancak kanser diğer organlara yayılmışsa bu mümkün olmayabilir. Kemoterapi ve radyasyon terapisi, kanserin büyümesini yavaşlatmak ve semptomları bir miktar hafifletmek için kullanılabilir, ancak bunlar genellikle tedavi edici değildir.
5. Kötü Prognoz: Pankreas kanserinin agresif doğası ve geç tespiti nedeniyle prognoz genellikle kötüdür. Tedaviye rağmen çoğu hasta teşhisten sonraki birkaç ay ila birkaç yıl içinde hastalığa yenik düşer.
Pankreas kanserinin kötü prognozuyla bilinmesine rağmen her vakanın benzersiz olduğunu unutmamak önemlidir. Tedaviye verilen yanıtta bireysel farklılıklar olabilir ve araştırmalardaki ilerlemeler ve yeni tedaviler, gelecekte hastaların sonuçlarını iyileştirebilir.