Hızla Bölünen Hücreler:Pankreas kanseri hücreleri yüksek bir çoğalma oranına sahiptir, yani hızlı ve kontrolsüz bir şekilde çoğalırlar. Bu, hızla büyüyebilen ve yayılabilen tümörlerin oluşumuyla sonuçlanır.
Desmoplazi:Pankreas kanserindeki tümör mikro ortamı, desmoplazi olarak bilinen yoğun bağ dokusunun bolluğu ile karakterize edilir. Bu yoğun stroma bir bariyer görevi görerek kemoterapi ilaçlarının ve bağışıklık hücrelerinin tümöre ulaşmasını ve nüfuz etmesini zorlaştırarak etkili tedaviyi engeller.
Sızma ve İstila:Pankreas kanseri hücreleri, kan damarları ve lenfatikler de dahil olmak üzere yakındaki dokuları istila etme ve sızma konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahiptir. Bu invaziv davranış, kanserin lokal olarak yayılmasına ve uzak organlara metastaz yapmasına olanak tanır ve bu da daha yüksek ileri hastalık riskine yol açar.
Tedaviye Direnç:Pankreas kanseri hücreleri sıklıkla kemoterapi ve radyasyon tedavisi gibi geleneksel tedavilere karşı direnç geliştirir. Bu direnç, genetik mutasyonlara, hücresel yollardaki değişikliklere ve koruyucu bir tümör mikro ortamının varlığına bağlanabilir.
Erken Metastaz:Pankreas kanseri, primer tümör büyük bir boyuta ulaşmadan önce bile erken metastaz yapma eğilimindedir. Bu erken yayılma, hastalığın erken bir aşamada tespit edilmesini ve tedavi edilmesini zorlaştırmakta ve daha kötü prognozlara yol açmaktadır.
Bu agresif özellikleri nedeniyle pankreas kanseri tanı ve tedavide önemli zorluklar yaratmaktadır. Erken teşhis ve zamanında müdahale, hasta sonuçlarını iyileştirmek için çok önemlidir, ancak ne yazık ki birçok vakaya, tedavi seçeneklerinin sınırlı olduğu ileri aşamalarda tanı konulmaktadır.