1. Bireysel Sorumluluk: Bazıları, bireylerin sağlık tercihleri ve bunlardan kaynaklanan sonuçların sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini savunuyor. Bir kişinin sigara içme, aşırı içki içme veya dengesiz beslenme gibi sağlıksız davranışlarda bulunması, kanser gibi bazı hastalıklara yakalanma riskini artırabilir. Bu görüşe göre, bu tür bireylere, bu tür seçimleri yapmayanlara eşit davranılması adaletsizlik olarak görülebilir.
2. Bir Hak Olarak Sağlık Hizmeti: Diğerleri ise sağlık hizmetlerine erişimin temel bir insan hakkı olduğunu ve bireyin yaşam tarzı tercihlerine bağlı olmaması gerektiğini ileri sürüyor. Buradaki argüman, kanser ve diğer hastalıkların genetik yatkınlıklar, çevresel etkiler ve sağlığın sosyal belirleyicileri dahil çok sayıda faktörden kaynaklanabileceğidir. Bu nedenle, yalnızca algılanan sağlıksız seçimlere dayanarak tedaviyi reddetmek veya sınırlamak, ayrımcı olabilir ve sağlık hizmetlerine adil erişim ilkelerini ihlal edebilir.
3. Toplum Üzerindeki Etkisi: Bazı sağlıksız seçimlerin daha geniş toplumsal etkileri olabilir. Örneğin, sigara içmek yalnızca bireyin sağlığını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda pasif içicilik ve hava kirliliğine de katkıda bulunarak başkalarına zarar verme potansiyeline sahiptir. Bu tür davranışlarda bulunan bireyler tedavi edilmediği takdirde bu zararlı uygulamalara devam edebilir ve sağlık sistemi ve kaynakları zorlanabilir.
4. Sağlık Davranışlarının Karmaşıklığı: Sağlık davranışlarının değiştirilmesi sosyoekonomik koşullar, ruh sağlığı ve sosyal destek sistemleri gibi çeşitli faktörlerin etkilediği çok yönlü ve zorlu bir süreç olabilir. Bu karmaşıklıkları kabul etmeden bireylerin seçimlerini basitçe "sağlıksız" olarak etiketlemek, sorunu aşırı basitleştirebilir.
5. Halk Sağlığı ve Önleme: Bireylere eşit davranmak, sağlıksız seçimlerin altında yatan nedenleri ele alma ve halk sağlığını geliştirme fırsatı sağlayabilir. Belirli sağlık davranışlarına katkıda bulunan faktörleri anlayarak ve toplumsal eşitsizlikleri ele alarak, önlenebilir hastalıkların görülme sıklığını azaltmak için etkili önleme stratejileri geliştirilebilir.
Sonuçta, sağlıksız seçimler yapan ve kansere yakalanan bireylerin nasıl tedavi edileceğine ilişkin karar, kişisel sorumluluk, toplumsal refah ve sağlık hizmetlerine eşit erişimin sağlanması arasında hassas bir dengeyi gerektirir. Bu, devam eden bir etik tartışma alanıdır ve farklı ülkeler ve sağlık sistemleri bu konuya farklı şekillerde yaklaşabilir.