1. Sinyal Değişiklikleri: Omurga kanseri, MRI görüntülerindeki dokuların normal sinyal yoğunluğunu değiştirebilir. Tümör lezyonları görünebilir:
- T1 ağırlıklı görüntülerde hipointens (daha koyu) ve T2 ağırlıklı görüntülerde hiperintens (daha parlak):Bu genellikle menenjiyom veya schwannom gibi katı tümörlerde görülür.
- Hem T1 hem de T2 ağırlıklı görüntülerde hiperintens:Bu, yüksek dereceli gliomalar veya metastatik lezyonlar gibi bazı agresif tümör türlerinde gözlemlenebilir.
2. Kitle Etkisi: Omurga tümörleri, omurilik kanalı içinde yer kaplayabilir ve omuriliğin veya sinir köklerinin sıkışmasına yol açabilir. Bu sıkıştırma, etkilenen omurga yapılarının genişlemesine veya bozulmasına neden olabilir.
3. Kontrast Geliştirme: MRI sırasında bir kontrast madde (gadolinyum) uygulandığında, omurga tümörleri sıklıkla kontrastlanma gösterir. Artışın kapsamı ve şekli, tümörün vaskülaritesi, selülaritesi ve agresifliği hakkında bilgi sağlayabilir.
4. Ödem: Kanserli lezyonlar çevredeki dokuların şişmesine neden olarak sıvı içeriğinin artmasına ve ödem oluşmasına neden olabilir. Bu, T2 ağırlıklı görüntülerde aşırı yoğun alanlar olarak ortaya çıkabilir.
5. Kemik Değişiklikleri: Multipl miyelom veya metastatik lezyonlar gibi bazı omurga kanserleri, omur gövdelerini veya omurganın diğer kemik yapılarını kapsayabilir. MRI kemik tahribatını, kemik iliği infiltrasyonunu veya patolojik kırıkların varlığını tespit edebilir.
6. Omurilik Tutulması: Omurga kanseri doğrudan omuriliği etkilediğinde, normal sinyal yoğunluğunu ve omuriliğin yapısını bozabilir. Bu, sinyal anormalliğinin odak alanları veya kordon maddesinde şişme olarak ortaya çıkabilir.
Radyologlar, bu MRI bulgularını inceleyerek omurga kanserlerini tanımlayabilir ve karakterize edebilir, bunları diğer durumlardan ayırt edebilir ve bunların kapsamını ve çevredeki yapılarla ilişkilerini değerlendirebilir. MRI, şüpheli veya bilinen omurga kanseri olan bireylerde tanıya, tedavi planlamasına ve tedaviye yanıtın izlenmesine yardımcı olma açısından değerlidir.