* Uyarılma: Yeni veya tehdit edici bir uyarana maruz kaldığımızda vücudumuz adrenalin ve kortizol gibi hormonlar salgılayarak daha uyanık olmamızı ve tepki vermeye hazır olmamızı sağlar.
* Dikkat: Dikkatimiz otomatik olarak çevremizdeki bizim için önemli veya alakalı olan şeylere çekilir.
* Duygu: Korku, öfke ve sevinç gibi duygular genellikle çevreyle olan etkileşimlerimiz tarafından tetiklenir.
* Davranış: Davranışlarımız da çevreden etkilenir. Örneğin, kendimizi iyi hissettiren yerleri arayıp, kötü hissettiren yerlerden kaçınabiliriz.
Bu otomatik tepkiler hayatta kalmamız ve refahımız için gereklidir. Güvende kalmamıza, bilinçli kararlar almamıza ve başkalarıyla etkili bir şekilde etkileşim kurmamıza yardımcı olurlar.
Çevreye verdiğimiz otomatik tepkilerin bizi nasıl etkileyebileceğine ilişkin bazı spesifik örnekleri burada bulabilirsiniz:
* Sıcaklık: Soğuk bir ortama maruz kaldığımızda vücudumuz titreyerek ve ısıyı korumak için kan damarlarımızı daraltarak tepki verir. Sıcak bir ortama maruz kaldığımızda vücudumuz terleyerek ve soğumak için kan damarlarımızı genişleterek tepki verir.
* Işık: Uyku-uyanıklık döngümüzü kontrol eden sirkadiyen ritmimiz ışığa maruz kalmayla düzenlenir. Hava karardığında vücudumuz bizi yorgun hissettiren bir hormon olan melatonin üretir. Hava aydınlık olduğunda vücudumuz melatonin üretimini durdurur ve bu da kendimizi daha uyanık hissetmemizi sağlar.
* Ses: Yüksek sesler bizi ürkütebilir ve kalplerimizin hızla çarpmasına neden olabilir. Hoş sesler kendimizi rahat ve mutlu hissetmemizi sağlayabilir.
* Koku: Yiyecek kokusu gibi bazı kokular bizi acıktırabilir. Duman kokusu gibi diğer kokular da kendimizi hasta hissetmemize neden olabilir.
* Dokun: Dokunma duyusu hayatta kalmamız için çok önemlidir. Acıyı, sıcaklığı ve dokuyu hissetmemizi sağlar. Ayrıca birine sarılmak veya elini sıkmak gibi sosyal etkileşimlerde de önemli bir rol oynar.
Çevremize tepki verme şeklimiz karmaşıktır ve sürekli değişmektedir. Ancak otomatik tepkilerimiz bizi güvende, sağlıklı ve mutlu tutmak için gereklidir.