Hasta özerkliği: Cerrahın, John Q'nun kendi tıbbi bakımıyla ilgili karar verme hakkına, bu kararlar yanlış yönlendirilmiş veya kendine zarar veriyor gibi görünse bile saygı duyması gerekirdi. Bu hasta özerkliği ilkesi, doktorların hastalarının isteklerini, aynı fikirde olmasalar bile dinlemelerini ve onlara saygı duymalarını gerektirir.
Yaşamı koruma görevi: Cerrah, hayat kurtarıcı cerrahi veya diğer müdahaleler de dahil olmak üzere, hastanın hayatını korumak için makul olan her şeyi yapmakla etik olarak yükümlüdür. John Q'nun durumunda bu, kendi kaderini tayin etme hakkıyla çelişecek ve potansiyel olarak hastanenin, kendi isteği dışında bile onu hayatta tutmak için müdahale etmesini gerektirecektir.
Kaynak tahsisi: Cerrah, hastaların ihtiyaçlarını ve potansiyel sonuçlarını dikkate alarak tıbbi kaynakların adil bir şekilde nasıl dağıtılacağı sorusuyla karşı karşıyadır. Sınırlı sayıda organ ve ameliyat mevcut ve kimin tedavi görmesi gerektiğine, diğerlerinin ise görmemesine karar vermek etik zorluklarla dolu.
Tıpta halkın güveni: Tedavisi reddedilen bir hastanın olası intiharı, hastanelerin, doktorların ve toplumun vatandaşlarına bakım sağlamadaki rolü hakkında derin soruları gündeme getirebilir. Halkın sağlık tesislerine olan güvenini sarsabilir ve sağlık müdahalelerine ilişkin kararların nasıl alındığına ilişkin varsayımları sorgulayabilir.
Sonuç olarak, kalp cerrahı ve hastane yöneticilerinin John Q'da sunulan duruma verdikleri tepkiler, hasta bakımı, tıbbi müdahaleler ve zor ve duygusal vakalarda bireysel haklar ile kamu refahı arasındaki hassas dengeye ilişkin kamuoyu algısını şekillendirebilir.