Diseksiyon Rönesans'ta yeni bir uygulama değildi. Orta Çağ'da Arap bilim adamlarının yanı sıra Antik Yunan ve Romalı doktorlar tarafından da uygulanıyordu. Ancak Rönesans döneminde diseksiyon daha yaygın ve sistematik hale geldi. Bu kısmen insanın bilgi ve deneyiminin önemini vurgulayan hümanizmin yükselişinden kaynaklanıyordu. Hümanistler, insan vücudu hakkında bilgi edinmenin en iyi yolunun onu doğrudan, diseksiyon yoluyla incelemek olduğuna inanıyorlardı.
Rönesans'ta diseksiyonun yükselişine katkıda bulunan bir diğer faktör de yeni baskı tekniklerinin gelişmesiydi. Bu, insan anatomisi hakkındaki bilgilerin yayılmasına yardımcı olan anatomik çizimlerin ve incelemelerin yayınlanmasını mümkün kıldı.
Rönesans'ın en ünlü anatomisti Andreas Vesalius'tur. Vesalius çığır açan çalışması De humani corporis Fabrica'yı 1543'te yayınladı. Bu kitapta, Vesalius'un kendi incelemelerine dayanan insan vücudunun ayrıntılı çizimleri yer alıyordu. De Humani Corporis Fabrica, anatomi çalışmalarında devrim yarattı ve diseksiyonun tıp eğitiminin önemli bir parçası haline gelmesine yardımcı oldu.
Diseksiyon, Rönesans boyunca ve sonrasında tıp eğitimi için önemli bir araç olarak kaldı. Bugün hala uygulanmaktadır ve tıbbi bilginin ilerlemesinde hayati bir rol oynamaya devam etmektedir.