1. Zalim ve Olağandışı Ceza :Hamile bir kadının idam edilmesi, zalimce ve alışılmadık cezalara ilişkin endişeleri artırıyor. Hamilelik, kadının zihinsel durumunu ve cezanın sonuçlarını tam olarak anlama yeteneğini etkileyebilecek fiziksel ve duygusal değişikliklere yol açabilir. Bir kadının hamileyken infaz edilmesi, ağırlaştırılmış bir ceza olarak değerlendirilebilir.
2. Doğmamış Fetüsün Yaşam Hakkı :Bazı ülkeler doğmamış fetüsün yaşam hakkını tanır. Hamile bir kadının idam edilmesi halinde, doğmamış fetüs de ölüm cezasına çarptırılır; bu da fetüsün hakları ve çıkarları konusunda etik ve hukuki kaygılara yol açar.
3. Tıbbi Riskler :Hamile bir kadının idam edilmesi hem kadın hem de fetüs için tıbbi riskler oluşturabilir. Hamilelik sırasındaki tıbbi prosedürler ve komplikasyonlar, infazın ilave acıya yol açmadan veya ilgili kişilerin sağlığını tehlikeye atmadan gerçekleştirilmesini zorlaştırabilir.
4. Uluslararası İnsan Hakları Hukuku :Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR) gibi çeşitli uluslararası insan hakları sözleşmeleri, hamile kadınların korunmasını ve hamilelik sırasında çocuğun haklarını vurgulamaktadır. Bu belgeler hamile kadınların infazına itiraz etmek veya yasaklamak için yasal zemin sağlayabilir.
5. Ayrımcılık ve Cinsiyet Eşitliği :Hamile kadınların idam edilmesi, kadınları orantısız bir şekilde etkileyen ayrımcı bir uygulama olarak görülebilir. Cinsiyet eşitliği kaygılarını gündeme getiriyor ve kadınların rolleri ve üreme kapasiteleri hakkındaki toplumsal stereotipleri güçlendiriyor.
Dolayısıyla bu nedenlerden ve hamile kadınların ve onların doğmamış çocuklarının özel statü ve haklarının tanınmasından dolayı çoğu ülkede hamile kadınların idam edilmesini engelleyecek politikalar ve yasal çerçeveler bulunmaktadır.