Yakalanan din adamları ve sağlık personeli, Cenevre Sözleşmeleri kapsamında "savaşçı olmayanlar" veya "korunan kişiler" olarak sınıflandırılıyor. Bu, bunların yasal askeri hedefler olarak görülmediği ve zarardan korunması gerektiği anlamına gelir. Onlara insanca davranılmalı ve yiyecek, su, barınma ve tıbbi bakım gibi diğer savaşçı olmayanlarla aynı temel haklara sahip olmalıdırlar. Ayrıca hiçbir şekilde baskıya, korkutmaya veya aşağılamaya maruz bırakılmamalıdırlar.
Papazların ve tıbbi personelin de dini veya tıbbi görevlerini müdahale olmaksızın yerine getirmelerine izin verilmelidir. Bu, kendi inanç mensuplarına manevi danışmanlık ve destek sağlama hakkının yanı sıra yaralı ve hastalara tıbbi bakım sağlama hakkını da içerir.
Son olarak, yakalanan papazlar ve sağlık personeli, çatışmanın sona ermesinden sonra mümkün olan en kısa sürede kendi ülkelerine geri gönderilmelidir.