Yapı: Sivri uçlar tipik olarak üç alt birimden oluşur:S1, S2 ve S3. S1 alt birimi, konakçı hücrelerin yüzeyindeki spesifik reseptörlere bağlanırken, S2 alt birimi, viral zarf ile konakçı hücre zarı arasındaki füzyona aracılık eder. S3 alt ünitesinin spike kompleksini stabilize etmede rol oynadığı düşünülmektedir.
İşlev: Sivri uçların birincil işlevi, virüsün konakçı hücreye girişini kolaylaştırmaktır. S1 alt birimi, konakçı hücrenin yüzeyindeki spesifik bir reseptöre bağlanır ve bu, spike proteinindeki konformasyonel değişiklikleri tetikler. Bu konformasyonel değişiklikler, daha sonra kendisini konakçı hücre zarına yerleştirerek bir füzyon gözeneği oluşturan S2 alt ünitesini açığa çıkarır. Bu füzyon gözeneği aracılığıyla viral genom, konakçı hücreye iletilir.
Örnekler: Spikelar, koronavirüsler, grip virüsleri ve HIV dahil olmak üzere çeşitli virüslerde bulunur. Coronavirüslerde spike proteini, insan hücrelerindeki ACE2 reseptörüne bağlanmaktan sorumludur. Bu etkileşim, virüsün insanları enfekte etme ve COVID-19'a neden olma yeteneği için gereklidir.
Başak mutasyonları: Spike proteinindeki mutasyonların virüsün bulaşıcılığı ve patojenitesi üzerinde önemli etkileri olabilir. Örneğin, SARS-CoV-2'nin (COVID-19'a neden olan virüs) spike proteinindeki bazı mutasyonların, virüsün bulaşıcılığını ve nötrleştirici antikorlara karşı direncini arttırdığı gösterilmiştir. Bu mutasyonlar büyük bir endişe kaynağıdır çünkü yeni enfeksiyon dalgalarına ve aşıların kaçmasına yol açabilirler.
Sonuç olarak, sivri uçlar birçok virüsün temel bileşenleridir ve virüsün konakçı hücreleri enfekte etme yeteneğinde önemli bir rol oynarlar. Spike proteinindeki mutasyonlar, virüsün bulaşıcılığı ve patojenitesi üzerinde önemli etkilere sahip olabilir ve bu nedenle viral pandemiler bağlamında büyük endişe kaynağıdır.