*Bağışçı Demografisinin Değiştirilmesi: * Kan bağışlama olasılığı en yüksek yaş grubu 18 ila 44 arasıdır. Ancak bu demografik yaşlanıyor ve kan bağışlayan genç yetişkinlerin sayısında istikrarlı bir düşüş var.
Arttırılmış Uygunluk Koşulları: Kan bağışına ilişkin sağlık ve güvenlik standartları, hem bağışçıları hem de alıcıları korumak amacıyla daha katı hale getirildi. Bu, geçmişte bağış yapmaya uygun olan bazı bireylerin, belirli sağlık koşulları ve seyahat geçmişi de dahil olmak üzere uygunluk kriterlerindeki değişiklikler nedeniyle artık ertelenebileceği anlamına geliyor.
Diğer Sebeplerden Kaynaklanan Rekabet: Kamuoyunun dikkatini ve kaynaklarını çekmek için yarışan hayırsever kuruluşların sayısı arttı ve bu da potansiyel bağışçıların kan bağışı için daha az zaman ve paraya sahip olmasına yol açtı.
Yaşam Tarzı ve Rahatlık: Özellikle kentsel alanlardaki modern hızlı yaşam tarzı, bireylerin kan bağışı için zaman bulmasını zorlaştırabilir. Uygunsuz bağış merkezi konumları ve uzun bekleme süreleri de potansiyel bağışçıları caydırabilir.
Bilinç ve Eğitim Eksikliği: Pek çok kişinin hâlâ kan bağışının önemi ve düzenli kan bağışının faydaları konusunda eğitilmeye ihtiyacı var. Kan bağışıyla ilgili ele alınması gereken yanlış anlamalar veya korkular da olabilir.
Ücretli Bağış Programlarından Rekabet: Son yıllarda özellikle plazma bağışına yönelik ücretli bağış programlarında artış yaşanıyor. Bazı bağışçılar bu programların sunduğu mali teşviklerden etkilenebilir ve bu da gönüllü bağışların azalmasına neden olabilir.
COVID-19 Pandemisinin Etkisi: COVID-19 salgını, seyahat kısıtlamaları, sosyal mesafe ve sağlıkla ilgili endişeler gibi ek zorluklar ekledi ve bu durum, bağışçı katılımını ve kan toplama çabalarını geçici olarak etkiledi.
Topluluk Katılımının Azalması: Geçmişte toplumsal kuruluşlar, okullar ve işyerleri kan bağışlarının teşvik edilmesi ve organize edilmesinde aktif rol oynuyordu. Ancak bu grupların katılımı ve desteği zamanla azalmış olabilir ve bu da potansiyel bağışçıların katılım fırsatlarının azalmasına yol açabilir.
Bu zorlukların üstesinden gelmek ve düzenli kan bağışını teşvik etmek, kan toplama kurumlarının, sağlık hizmeti sağlayıcılarının ve halkın ortak çabalarını gerektirir. Devam eden bilinçlendirme kampanyaları, iyileştirilmiş donör deneyimleri ve politika düzenlemeleri, kan bağışçılarının sayısının arttırılmasına ve kan ürünlerine yönelik süregelen talebin karşılanmasına katkıda bulunabilir.