Tüp ligasyonunun genel başarısızlık oranının %0,5 ila %1 civarında olduğu tahmin edilmektedir; bu, işlemi yaptıran her 1000 kadından 5 ila 10'unun hala hamile kalabileceği anlamına gelir. Ancak bu rakamların bir kadının yaşamı boyunca kümülatif başarısızlık oranını temsil ettiğini ve hamilelik riskinin işlemden sonraki ilk birkaç yılda en yüksek seviyede olduğunu unutmamak önemlidir.
Aşağıdakiler de dahil olmak üzere tüp ligasyonu başarısızlığı riskini artırabilecek çeşitli faktörler vardır:
- Tüp ligasyonu türü: Yapılan tüp ligasyonunun türü başarısızlık riskini etkileyebilir. Örneğin, Pomeroy tekniği (fallop tüplerinin kesilip bağlandığı), elektrokoter (fallop tüplerinin ısı kullanılarak kapatıldığı) veya Filshie klipsleri (fallop tüplerinin klipslenerek kapatıldığı) gibi diğer yöntemlere kıyasla biraz daha yüksek bir başarısızlık oranına sahiptir. ).
- Tüp ligasyonu sırasındaki yaş: Daha genç yaşta tüp ligasyonu geçiren kadınların, yaşlı kadınlara kıyasla başarısızlık riski biraz daha yüksek olabilir. Bunun nedeni muhtemelen genç kadınların üreme ömrünün daha uzun olması ve bu nedenle zamanla daha fazla hamilelik riskine maruz kalmalarıdır.
- Önceki gebelikler: Daha önce birden fazla gebelik yaşayan kadınların, daha az gebelik yaşayan kadınlara kıyasla tüp ligasyonu başarısızlığı riski biraz daha yüksek olabilir. Bunun nedeni, önceki gebeliklerin fallop tüplerinde yara izine veya hasara neden olabilmesidir, bu da onları rekanalizasyona (yeniden açılmaya) daha duyarlı hale getirebilir.
- Sigara içmek: Sigara içmek tüp ligasyonu başarısızlığı riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bunun nedeni muhtemelen sigara içmenin fallop tüplerine zarar vermesi ve tüplerin yeniden açılma olasılığını arttırmasıdır.
Tüp ligasyonunu bir doğum kontrol yöntemi olarak düşünüyorsanız, işlemin risklerini ve faydalarını sağlık uzmanınızla tartışmanız önemlidir. Tüp ligasyonunun sizin için doğru seçim olup olmadığını belirlemenize yardımcı olabilirler ve size diğer doğum kontrol seçenekleri hakkında bilgi verebilirler.