1. Miyelosupresyon :Birçok kemoterapi ilacının temel amaçlarından biri hızla bölünen hücreleri hedef alarak sadece kanser hücrelerini değil aynı zamanda hızla bölünen kemik iliği hücrelerini de etkilemektir. Bu, nötrofiller ve lenfositler de dahil olmak üzere beyaz kan hücrelerinin üretiminde azalmaya yol açabilir. Nötrofiller doğuştan gelen bağışıklık sisteminde hayati bir rol oynarken, lenfositler (B hücreleri ve T hücreleri) edinsel bağışıklık sisteminin önemli bileşenleridir. Beyaz kan hücresi sayısındaki bu azalma, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve enfeksiyonlara duyarlılığı artırabilir.
2. Kortikosteroidler :Prednizon gibi kortikosteroidler, inflamasyonu ve kanser tedavisinin diğer yan etkilerini azaltmak için sıklıkla kemoterapiyle birlikte kullanılır. Bununla birlikte kortikosteroidler, T hücresi ve B hücresi fonksiyonunu inhibe ederek bağışıklık sistemini de baskılayabilir ve vücudun enfeksiyonlarla savaşma yeteneğini engelleyebilir.
3. Hedefe Yönelik Tedaviler :Kanser hücresinin büyümesi ve hayatta kalması için gerekli olan belirli proteinleri veya reseptörleri spesifik olarak bloke eden hedefe yönelik tedaviler, bağışıklık sistemi üzerinde istenmeyen etkilere sahip olabilir. Örneğin, bazı hedefe yönelik tedaviler, düzenleyici T hücrelerinin (Treg'ler) sayısını veya işlevini azaltabilir. Treg'ler aşırı bağışıklık tepkilerini önleyerek bağışıklık dengesinde rol oynar. Bunların tükenmesi, yanlışlıkla normal dokulara saldıran ve bağışıklıkla ilgili olumsuz olaylara yol açan daha agresif bir bağışıklık tepkisini açığa çıkarabilir.
4. İmmünoterapiyle İlgili Etkiler :Bazı immünoterapi ilaçları kanserle mücadele etmek için bağışıklık sistemini güçlendirirken, diğerleri bağışıklık düzensizliğine yol açabilir. Örneğin, kanser hücrelerini hedef alan T hücresi aktivitesini artıran bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri, bazen normal dokulara saldıran aşırı aktif T hücrelerine yol açarak otoimmün yan etkilere yol açabilir.
5. Radyoterapi :Radyasyon tedavisi, ışınlanmış bölgede bulunan veya bu bölgeden geçen bağışıklık hücrelerine, özellikle de lenfositlere doğrudan zarar verebilir. Bu, özellikle T hücresi tepkilerini etkileyerek bağışıklık sisteminin geçici olarak zayıflamasına neden olabilir.
Tüm kanser ilaçlarının bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olmadığını unutmamak önemlidir. Tedavi seçimi kanserin türüne, evresine ve kullanılan spesifik ilaçlara bağlıdır. Kanser tedavilerinin immünosüpresif etkilerini azaltmak ve genel hasta refahını korumak için destekleyici bakım önlemleri, profilaktik ilaçlar ve yakın izleme dahil olmak üzere birçok strateji kullanılmaktadır.