1. Yüksek Nüfus Yoğunluğu: Ortaçağ şehirleri genellikle aşırı kalabalık ve yoğun nüfusluydu; dar sokaklar ve kötü sağlık koşulları vardı. Bu yakınlık, vebanın solunum damlacıkları ve enfekte yüzeylerle temas yoluyla kişiden kişiye hızlı bir şekilde bulaşmasına olanak sağladı.
2. Kötü Hijyen ve Sanitasyon: Orta çağdaki kentsel alanlarda genellikle yetersiz hijyen ve sanitasyon uygulamaları vardı. Atık bertarafı genellikle gelişigüzel yapılıyordu ve sokaklarda çöp, kanalizasyon ve hayvan leşlerinin birikmesine yol açıyordu. Bu sağlıksız ortam, Kara Ölüm'ü bulaştıran başlıca vektörler olan fareler ve pireler için ideal üreme alanı sağladı.
3. Tıbbi Bilgi Eksikliği: 14. yüzyılda tıbbi bilgi sınırlıydı ve bulaşıcı hastalıkların nedeni ve bulaşması konusunda anlayış eksikliği vardı. Bu, etkisiz tedavilere ve vebaya karşı genellikle etkisiz olan geleneksel ilaçlara güvenilmesine yol açtı.
4. Ticaret ve Seyahat: Kentsel alanlar, çeşitli bölgelerden tüccarların, tüccarların ve hacıların ilgisini çeken ticaret ve seyahat merkezleriydi. İnsanlar şehirlere girip çıkarken, farkında olmadan enfekte pire ve fareleri de yanlarında taşıyarak vebanın yeni bölgelere yayılmasını kolaylaştırdılar.
5. Hareketsizlik: Kara Ölüm'ün şiddetine rağmen ortaçağ şehirlerindeki pek çok insan sosyal, ekonomik veya yasal nedenlerden dolayı kaçamadı. Bu kısıtlı hareket, hastalığın kapalı kentsel alanlarda hızla yayılmasına olanak sağladı.
6. Yakın Yaşam Alanları: Nüfusun yoğun olduğu şehirlerde insanlar genellikle yakın çevrelerde yaşıyor, yaşam alanlarını ve kaynaklarını komşularıyla paylaşıyorlardı. Bu, bireylerin kendilerini izole etmelerini veya enfekte kişilerle temastan kaçınmalarını zorlaştırarak vebanın hızla yayılmasına katkıda bulundu.
7. Temiz Suya Sınırlı Erişim: Birçok şehrin temiz içme suyuna erişimi sınırlıydı ve insanlar günlük ihtiyaçları için sıklıkla kirli su kaynaklarına güveniyorlardı. Bu, su kaynaklı hastalıkların yayılmasına katkıda bulundu; bu da bireylerin bağışıklık sistemlerini daha da zayıflatarak onları vebaya karşı daha duyarlı hale getirdi.
Bu kentsel koşulların birleşimi, Kara Ölüm'ün hızla yayılması ve ortaçağ Avrupa şehirlerini harap etmesi için mükemmel bir fırtına yarattı. Yüksek nüfus yoğunluğu, yetersiz hijyen, tıbbi bilgi eksikliği ve sınırlı hareket kabiliyeti hastalığın bulaşmasını kolaylaştırarak milyonlarca can kaybına yol açtı.