1. Embriyolojik Köken:Kemikler ve dişler farklı embriyonik kökenlere sahiptir. Kemikler mezoderm tabakasından türetilen mezenkimal hücrelerden gelişirken, dişler ektoderm tabakasından kaynaklanır. Kökendeki bu farklılık, hücresel bileşimlerinde, yapılarında ve işlevlerinde farklılıklara yol açar.
2. Bileşimi:Dişler ve kemikler mineral bileşimleri bakımından farklılık gösterir. Her ikisi de hidroksiapatit kristalleri içerirken, dişlerin mineral içeriği kemiklere göre daha yüksektir. En dış katman olan diş minesi esas olarak hidroksiapatitten oluşur ve bu da onu insan vücudundaki en sert doku yapar. Kemikler ise esneklik ve güç sağlayan kolajen gibi organik bileşenleri daha yüksek oranda içerir.
3. Yapı:Dişler, onları kemiklerden ayıran benzersiz bir yapıya sahiptir. Birden fazla katmandan oluşurlar:emaye, dentin, sement ve pulpa boşluğu. Esas olarak hidroksiapatitten oluşan mine, dişin taç kısmını kaplarken, kemiğe benzer bir doku olan dentin, diş yapısının çoğunluğunu oluşturur. İnce bir mineralize doku tabakası olan sement, dişin kökünü kaplar ve onu çene kemiğine bağlar. Kemikler ise aksine, kompakt kemik ve süngerimsi kemik katmanlarından oluşan farklı bir iç yapıya sahiptir ve emaye içermezler.
4. Görevi:Hem dişler hem de kemikler insan vücudunda önemli roller üstlenmekle birlikte, farklı işlevlere sahiptirler. Dişler öncelikle gıdanın mekanik olarak işlenmesinde rol oynar; ısırma, çiğneme ve öğütme işlemlerine yardımcı olur. Şekilleri, boyutları ve düzenleri bu işlevlere özeldir. Kemikler ise yapısal destek sağlamak, organları korumak, mineralleri depolamak, kan hücreleri üretmek ve kasların bağlanması yoluyla hareketi kolaylaştırmak gibi birçok işleve hizmet eder.
5. Büyüme ve Onarım:Dişler ve kemikler farklı büyüme ve onarım modelleri sergiler. Dişler gelişim sırasında sınırlı bir büyüme gösterirler ve daha sonra yaşam boyunca boyutlarını korurlar. Dişin hasar görmesi durumunda sert dokular kendiliğinden yenilenemez ve bu durum dolgu veya kanal tedavisi gibi diş müdahalelerini gerektirir. Kemikler ise tam tersine yaşam boyunca sürekli büyüme, yeniden şekillenme ve onarım kapasitesine sahiptir; bu da iyileşmeyi ve dış etkenlere uyum sağlamayı mümkün kılar.
Bu nedenle, dişler ve kemikler mineral bileşimleri bakımından bazı benzerliklere sahip olsalar da, embriyonik kökenleri, yapıları, işlevleri, büyüme modelleri ve onarım mekanizmaları bakımından farklılık gösterirler. Bu ayrımlar dişleri insan vücudundaki kemiklerden farklı yapılar olarak sınıflandırır.