1. Baroreseptörler:Baroreseptörler, belirli kan damarlarının duvarlarında, özellikle karotid sinüslerde ve aortik arkta yer alan özel duyusal reseptörlerdir. Bu reseptörler kan basıncındaki ve gerilmedeki değişikliklere duyarlıdır.
2. Sinyal İletimi:Kan basıncı arttığında şah damarlarındaki ve aort kemerindeki baroreseptörler basınçtaki artışı algılayarak beyin sapına elektrik sinyalleri gönderir.
3. Beyin Sapı İşleme:Beyin sapı, özellikle medulla oblongata, baroreseptörlerden gelen sinyalleri alır ve işler. Medulla bilgiyi yorumlar ve uygun refleks yanıtlarını başlatır.
4. Refleks Yanıtları:
- Vazodilatasyon:Kan basıncını düşürmek için medulla, kan damarlarının vazodilatasyonunu (genişlemesini) tetikler. Bu, kan akışına karşı direnci azaltır ve daha fazla kan akışına izin verir, bu da kan basıncını düşürür.
- Bradikardi:Medulla ayrıca kalp atış hızını da yavaşlatır (bradikardi). Azalan kalp atış hızı, dakikada daha az kalp atışı anlamına gelir; bu da kalp debisinin azalmasına ve dolayısıyla kan basıncının düşmesine neden olur.
- Artan Renin-Anjiyotensin-Aldosteron (RAAS) Aktivitesi:Medulla, böbreklerden renin salınımını uyarır. Renin, anjiyotensin II ve aldosteron üretimine yol açan bir dizi hormonal olayı tetikler. Anjiyotensin II vazokonstriksiyona neden olurken, aldosteron sodyum tutulmasını teşvik eder ve her ikisi de kan basıncını yükseltmeye yardımcı olur.
5. Tansiyonun Düzenlenmesi:Bu refleks tepkiler sonucunda kan basıncı normal seviyelere veya dar bir aralığa getirilir. Kan basıncı düştüğünde, vazokonstriksiyon ve kan basıncını yükseltmek için kalp atış hızının artması gibi zıt refleks tepkileri ortaya çıkar.
Baroreseptör reflü, kan basıncını sabit tutmak, organ ve dokuların yeterli perfüzyonunu sağlamak ve kan basıncındaki tehlikeli dalgalanmaları önlemek için vücutta kritik bir homeostatik mekanizma görevi görür.