Gıdıklama, genellikle zevkli veya eğlenceli olarak tanımlanan bir duygudur. Genellikle ciltte, özellikle boyun, koltuk altı ve ayaklar gibi özellikle hassas bölgelerde hafif dokunma veya baskıdan kaynaklanır.
Neden gıdıklanırız?
Gıdıklanmamızın kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır, ancak birkaç teori vardır:
* "Kapı kontrolü" teorisi: Bu teori, gıdıklamanın vücudun "kapı kontrol" sistemini harekete geçirdiğini ve bu sistemin ağrıyı kontrol etmeye yardımcı olduğunu öne sürüyor. Kapı kontrol sistemi devreye girdiğinde ağrı sinyallerinin beyne iletilmesini engeller, bu da zevk veya eğlence hissine neden olabilir.
* "Sosyal bağlanma" teorisi: Bu teori, gıdıklamanın insanların birbirleriyle bağ kurmasının bir yolu olduğunu öne sürüyor. Gıdıklandığımızda sıklıkla güleriz ve bizi gıdıklayan kişiyle etkileşime gireriz. Bu, ilişkileri güçlendirmeye ve yakınlık duygusu yaratmaya yardımcı olabilir.
* "Sürpriz" teorisi: Bu teori, gıdıklamanın vücudumuzun beklenmedik veya şaşırtıcı uyaranlara tepki vermenin bir yolu olduğunu öne sürüyor. Gıdıklandığımızda genellikle hazırlıksız yakalanırız, bu da şaşkınlık veya heyecan hissine yol açabilir.
Neden kendimizi gıdıklayamıyoruz?
Kendimizi gıdıklayamamamızın birkaç nedeni var. Birincisi, beynimiz gıdıklanma hissini önceden tahmin edebiliyor ve bu da hissettiğimiz zevk veya eğlence miktarını azaltabiliyor. İkincisi, bedenlerimizin, kendi bedenlerimizin konumunu ve hareketini hissetmemizi sağlayan bir "propriyoseptif duyusu" vardır. Bu, bilinçaltımızda gıdıklanmanın kaynağından uzaklaşarak kendimizi gıdıklamaktan kaçınmamıza yardımcı olabilir.
Gıdıklanmalar bulaşıcı mıdır?
Evet, gıdıklamalar bulaşıcı olabilir. Başka birinin gıdıklandığını gördüğümüzde, başka birini bir eylem gerçekleştirirken gözlemlediğimizde ateşlenen beyin hücreleri olan kendi "ayna nöronlarımızı" harekete geçirebilir. Bu, kendimize dokunulmasa bile, gıdıklanan kişiyle aynı hissi hissetmemize neden olabilir.