Bu ifadenin kesin kökeni belirsizdir, ancak 19. yüzyılın başlarına kadar izi sürülmektedir. Denizcilerin denizde uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra karayı gördüklerinde rahatlamayı ifade etmek için bu ifadeyi kullandıkları denizcilik bağlamından kaynaklanmış olabileceğine inanılıyor. Zamanla, çeşitli bağlamlarda hoş veya hoş karşılanan herhangi bir manzarayı tanımlamak için daha yaygın olarak kullanılmaya başlandı.
"Ağrılı gözler için görme" ifadesinin nasıl kullanılabileceğine dair bazı örnekler:
1. Kötü hava nedeniyle günlerce kapalı mekanda mahsur kaldıktan sonra, berrak mavi gökyüzü, ağrıyan gözler için bir manzaraydı.
2. Yıllar sonra çocukluk arkadaşlarıyla buluşması kadının gözlerini acıtan bir manzaraydı.
3. Vaha, çölde kaybolan yorgun gezginlere ağrılı gözler için bir manzara gibi göründü.
4. Atılan galibiyet golü taraftarların sevinç gözyaşlarına boğulmasına neden olurken, bu da gözlerin acımasına neden oldu.
5. Fırından yayılan taze ekmek kokusu, aç yoldan geçenlerin gözleri ağrıyordu.
Özünde, "ağrıyan gözler için görme" ifadesi, bir zorluk ya da özlem döneminin ardından zevk ya da tatmin getiren bir şey ya da biriyle karşılaşıldığında duyulan rahatlama, rahatlık ya da keyif duygusunu ifade eder.