Kandaki oksijen doygunluğu seviyeleri öncelikle akciğerlerin havadan oksijen almadaki etkinliği ve kalbin oksijenli kanı vücutta dolaştırma yeteneği ile belirlenir. KOAH'ta, hasar görmüş akciğerler ve bozulmuş hava akışı, hipoksemi adı verilen bir durum olan kandaki oksijen seviyelerinin düşmesine neden olabilir.
KOAH'lı bazı bireylerin oksijen seviyeleri azalmış olmasına rağmen ciltleri pembe veya kırmızımsı görünebilir. Bunun nedeni birkaç faktör olabilir:
1. Vazodilatasyon: KOAH, cilt yüzeyine yakın kan damarlarının genişlemesine (genişlemesine) neden olabilir, bu da kan akışının artmasına neden olur ve cilde kızarmış bir görünüm verir.
2. Kılcal damarların yoğunluğunun artması: Kronik hipoksiye yanıt olarak vücut, dokulara oksijen dağıtımını iyileştirmek için ciltte daha fazla sayıda kılcal damar (küçük kan damarları) geliştirebilir.
3. İkincil polisitemi: KOAH bazen kırmızı kan hücresi üretiminde artışa (ikincil polisitemi) neden olabilir. Daha yüksek kırmızı kan hücresi sayısı, daha fazla oksijen taşıma kapasitesi anlamına gelir ve bu da pembe bir cilde katkıda bulunabilir.
KOAH'lı tüm bireylerin pembe kirpi görünümüne sahip olmayacağını unutmamak önemlidir. KOAH'ın fiziksel özellikleri farklılık gösterebilir ve kişinin ten rengi tek başına oksijen seviyelerinin güvenilir bir göstergesi değildir. Oksijen satürasyonunun invazif olmayan bir ölçümü olan nabız oksimetresi, oksijen seviyelerini doğru bir şekilde değerlendirmek için yaygın olarak kullanılır.